İlkyardım nedir?
Herhangi bir kaza veya yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda, sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar, hayatın kurtarılması ya da durumun kötüye gitmesini önleyebilmek amacı ile olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın, mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalardır.
Acil tedavi nedir?
Acil tedavi ünitelerinde, hasta/yaralılara doktor ve sağlık personeli tarafından yapılan tıbbi müdahalelerdir.
İlkyardım ve acil tedavi arasındaki fark nedir?
Acil tedavi bu konuda ehliyetli kişilerce gerekli donanımla yapılan müdahale olmasına karşın, ilkyardım bu konuda eğitim almış herkesin olayın olduğu yerde bulabildiği malzemeleri kullanarak yaptığı hayat kurtarıcı müdahaledir.
İlkyardımcı kimdir?
İlkyardım tanımında belirtilen amaç doğrultusunda hasta veya yaralıya tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç gereçlerle, ilaçsız uygulamaları yapan eğitim almış kişi ya da kişilerdir.
İlkyardımın öncelikli amaçları nelerdir?
- Hayati tehlikenin ortadan kaldırılması,
- Yaşamsal fonksiyonların sürdürülmesinin sağlanması,
- Hasta/yaralının durumunun kötüleşmesinin önlenmesi,
- İyileşmenin kolaylaştırılması.
İlkyardımın temel uygulamaları nelerdir?
İlkyardım temel uygulamaları Koruma, Bildirme, Kurtarma (KBK) olarak ifade edilir.
Koruma:
Kaza sonuçlarının ağırlaşmasını önlemek için olay yerinin değerlendirilmesini kapsar. En önemli işlem olay yerinde oluşabilecek tehlikeleri belirleyerek güvenli bir çevre oluşturmaktır.
Bildirme:
Olay / kaza mümkün olduğu kadar hızlı bir şekilde telefon veya diğer kişiler aracılığı ile gerekli yardım kuruluşlarına bildirilmelidir. Türkiye’de ilkyardım gerektiren her durumda telefon iletişimleri, 112 acil telefon numarası üzerinden gerçekleştirilir.
112’nin aranması sırasında nelere dikkat edilmelidir?
- Sakin olunmalı ya da sakin olan bir kişinin araması sağlanmalı,
- 112 merkezi tarafından sorulan sorulara net bir şekilde cevap verilmeli,
- Kesin yer ve adres bilgileri verilirken, olayın olduğu yere yakın bir caddenin ya da çok bilinen bir yerin adı verilmeli,
- Kimin, hangi numaradan aradığı bildirilmeli,
- Hasta/yaralı(lar)ın adı ve olayın tanımı yapılmalı,
- Hasta/yaralı sayısı ve durumu bildirilmeli,
- Eğer herhangi bir ilkyardım uygulaması yapıldıysa nasıl bir yardım verildiği belirtilmeli,
- 112 hattında bilgi alan kişi, gerekli olan tüm bilgileri aldığını söyleyinceye kadar telefon kapatılmamalıdır.
Kurtarma (Müdahale):
Olay yerinde hasta / yaralılara müdahale hızlı ancak sakin bir şekilde yapılmalıdır.
İlkyardımcının müdahale ile ilgili öncelikli yapması gerekenler nelerdir?
- Hasta / yaralıların durumu değerlendirilir (ABC) ve öncelikli müdahale edilecekler belirlenir,
- Hasta/yaralının korku ve endişeleri giderilir,
- Hasta/yaralıya müdahalede yardımcı olacak kişiler organize edilir,
- Hasta/yaralının durumunun ağırlaşmasını önlemek için kendi kişisel olanakları ile gerekli müdahalelerde bulunulur,
- Kırıklara yerinde müdahale edilir,
- Hasta/yaralı sıcak tutulur,
- Hasta/yaralının yarasını görmesine izin verilmez,
- Hasta/yaralıyı hareket ettirmeden müdahale yapılır,
- Hasta/yaralının en uygun yöntemlerle en yakın sağlık kuruluşuna sevki sağlanır (112) (Ancak, ağırhasta/yaralı bir kişi hayati tehlikede olmadığı sürece asla yerinden kıpırdatılmamalıdır).
İlkyardımcının özellikleri nasıl olmalıdır?
Olay yeri genellikle insanların telaşlı ve heyecanlı oldukları ortamlardır. Bu durumda ilkyardımcı sakin ve kararlı bir şekilde olayın sorumluluğunu alarak gerekli müdahaleleri doğru olarak yapmalıdır. Bunun için bir ilkyardımcıda aşağıdaki özelliklerin olması gerekmektedir:
- İnsan vücudu ile ilgili temel bilgilere sahip olmalı,
- Önce kendi can güvenliğini korumalı,
- Sakin, kendine güvenli ve pratik olmalı,
- Eldeki olanakları değerlendirebilmeli,
- Olayı anında ve doğru olarak haber vermeli (112’yi aramak),
- Çevredeki kişileri organize edebilmeli ve onlardan yararlanabilmeli,
- İyi bir iletişim becerisine sahip olmalıdır.
Hayat kurtarma zinciri nedir?
Hayat kurtarma zinciri 4 halkadan oluşur. Son iki halka ileri yaşam desteğine aittir ve ilkyardımcının görevi değildir.
1. Halka – Sağlık kuruluşuna haber verilmesi
2.Halka – Olay yerinde Temel Yaşam Desteği yapılması
3.Halka – Ambulans ekiplerince müdahaleler yapılması
4.Halka – Hastane acil servislerinde müdahale yapılmasıdır.
İlkyardımın ABC si nedir?
Bilinç kontrol edilmeli, bilinç kapalı ise aşağıdakiler hızla değerlendirilmelidir:
A. Hava yolu açıklığının değerlendirilmesi
B. Solunumun değerlendirilmesi ( Bak-Dinle-Hisset)
C. Dolaşımın değerlendirilmesi (Şah damarından 5 saniye nabız alınarak yapılır)
İlkyardımcının bilmesi gereken ve vücudu oluşturan sistemler nelerdir?
İlkyardımcının insan vücudu, yapısı ve işleyişi konusunda bazı temel kavramları bilmesi, ilkyardımcı olarak yapacağı müdahalelerde bilinçli olmasını kolaylaştırır.
Hareket sistemi: Vücudun hareket etmesini, desteklenmesini sağlar ve koruyucu görev yapar. Hareket sistemi şu yapılardan oluşur:
- Kemikler
- Eklemler
- Kaslar
Dolaşım sistemi: Vücut dokularının oksijen, besin, hormon, bağışıklık elemanı ve benzeri elemanları taşır ve yeniden geriye toplar. Dolaşım sistemi şu yapılardan oluşur:
- Kalp
- Kan damarları
- Kan
Sinir sistemi: Bilinç, anlama, düşünme, algılama, hareketlerinin uyumu, dengesi ve solunum ile dolaşımı sağlar. Sinir sistemi şu yapılardan oluşur:
- Beyin
- Beyincik
- Omurilik
- Omurilik soğanı
Solunum sistemi: Vücuda gerekli olan gaz alışverişi görevini yaparak hücre ve dokuların oksijenlenmesini sağlar. Solunum sistemi şu organlardan oluşur:
- Solunum yolları
- Akciğerler
Boşaltım sistemi: Kanı süzerek gerekli maddelerin vücutta tutulması, zararlı olanların atılması görevlerini yaparak vücutta iç dengeyi korur. Boşaltım sistemi şu organlardan oluşur:
- İdrar borusu
- İdrar kesesi
- İdrar kanalları
- Böbrekler
Sindirim sistemi: Ağızdan alınan besinlerin öğütülerek sindirilmesi ve kan dolaşımı vasıtasıyla vücuda dağıtılmasını sağlar. Sindirim sistemi şu organlardan oluşur:
- Dil ve dişler
- Yemek borusu
- Mide
- Safra kesesi
- Pankreas
- Bağırsaklar
Yaşam Bulguları İle İlgili Önemli Göstergeler Nelerdir?
Hasta/yaralıyı değerlendirmeden önce yaşam bulgularının anlamlarının bilinmesi gerekmektedir. Çünkü; bu bulguların var veya yok olması yapılacak müdahaleler için önem taşımaktadır.Yaşam bulguları dediğimizde, hasta/yaralının;
- Bilinci,
- Solunumu,
- Dolaşımı,
- Vücut Isısı,
- Kan Basıncından söz edilmektedir.
Bilinç Durumunun Değerlendirilmesi:
Öncelikle, hasta/yaralının bilinç durumu değerlendirilir. Normal bir kişi kendine yöneltilen tüm uyarılara cevap verir. Bilinç düzeyi yaralanmanın ağırlığını gösterir.
Bilinç düzeyleri;
- Kişinin bilinci yerinde ise= Tüm uyarılara cevap verir.
- 1 Derece Bilinç Kaybı = Sözlü ve gürültülü uyaranlara cevap verir.
- 2 Derece Bilinç Kaybı = Ağrılı uyaranlara cevap verir.
- 3 Derece Bilinç Kaybı = Tüm uyaranlara karşı tepkisizdir, cevap vermez,
Solunum Değerlendirilmesi:
Hasta/yaralının solunumu değerlendirilirken;
- solunum sıklığına,
- Solunum aralıklarının eşitliğine,
- Solunum derinliği’ne bakılır.
Kişinin 1 dakika içinde nefes alma ve verme sayısı solunum sıklığıdır.
- Sağlıklı yetişkin bir kişide dakikada solunum sayısı 12–20,
- Çocuklarda 16–22,
- Bebeklerde 18-24’dür.
Kan Basıncının Değerlendirilmesi:
Hasta/yaralı değerlendirilirken kan basıncı kontrol edilmez. Ancak, kan basıncının anlamının bilinmesi önemlidir. Kalbin kasılma ve gevşeme anında damar duvarına yaptığı basınçtır. Kalbin kanı pompalama gücünü gösterir. Normal değeri 100/50- 140/100 mm Hg’dir.
Nabız Değerlendirilmesi:
Kalp atımlarının atardamar duvarına yaptığı basıncın damar duvarında parmak uçlarıyla hissedilmesine nabız denmektedir.
- Yetişkin bir kişide normal nabız sayısı dakikada 60–100,
- Çocuklarda 100–120,
- Bebeklerde 100-140’dır.
Vücutta nabız alınabilen bölgeler nelerdir?
- Şah damarı (adem elmasının her iki yanında)
- Ön-kol damarı (Bileğin iç yüzü, başparmağın üst hizası)
- Bacak damarı (Ayak sırtının merkezinde)
- Kol damarı (Kolun iç yüzü, dirseğin üstü)
Hasta/yaralıların dolaşımını değerlendirirken, çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından nabız alınır.
Vücut Isısının Değerlendirilmesi:
İlkyardımda vücut ısısı koltuk altından ölçülmelidir. Normal vücut ısısı 36,5 C’dir. Normal değerin üstünde olması yüksek ateş, altında olması düşük ateş olarak belirtilir. 41–42 C üstü ve 34,5 C tehlike olduğunu ifade eder. 31.0 C ve altı ölümcüldür.
Hasta/yaralının değerlendirilmesinin amacı nedir?
- Hastalık ya da yaralanmanın ciddiyetinin değerlendirmesi,
- İlkyardım önceliklerinin belirlenmesi,
- Yapılacak ilkyardım yönteminin belirlenmesi,
- Güvenli bir müdahale sağlanması.
Hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları nelerdir?
Hasta/yaralıya sözlü uyaranla ya da hafifçe omzuna dokunarak “iyi misiniz?” diye sorularak bilinç durumu değerlendirmesi yapılır. Bilinç durumunun değerlendirilmesi daha sonraki aşamalar için önemlidir. Buna göre hasta/yaralının ilk değerlendirilme aşamaları şunlardır:
A. Havayolu açıklığının değerlendirilmesi:
- Özellikle bilinç kaybı olanlarda dil geri kaçarak solunum yolunu tıkayabilir ya da kusmuk, yabancı cisimlerle solunum yolu tıkanabilir. Havanın akciğerlere ulaşabilmesi için hava yolunun açık olması gerekir.
- Hava yolu açıklığı sağlanırken hasta/yaralı baş, boyun, gövde ekseni düz olacak şekilde yatırılmalıdır.
- Bilinç kaybı belirlenmiş kişide; ağız içine önce göz ile bakılmalı, eğer yabancı cisim var ise işaret parmağı yandan ağız içine sokularak cisim çıkartılmalıdır.
- Daha sonra bir el hasta/yaralının alnına, diğer elin 2 parmağı çene kemiğinin üzerine koyulur, alından bastırılıp çeneden kaldırılarak baş geriye doğru itilip Baş geri -Çene yukarı pozisyonu verilir. Bu işlemler sırasında sert hareketlerden kaçınılmalıdır.
B. Solunumun değerlendirilmesi:
İlkyardımcı, başını hasta/yaralının göğsüne bakacak şekilde yan çevirerek yüzünü hasta/yaralının ağzına yaklaştırır, Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile solunum yapıp yapmadığını 10 saniye süre ile değerlendirir.
- Göğüs kafesinin solunum hareketine bakılır,
- Eğilip kulağını hastanın ağzına yaklaştırarak solunum dinlenir ve hastanın soluğunu yanağında
hissetmeye çalışılır,
Solunum yoksa derhal yapay solunuma başlanır.
C. Dolaşımın değerlendirilmesi:
Dolaşımın değerlendirilmesi için ilkyardımcı; çocuk ve yetişkinlerde şah damarından, bebeklerde kol atardamarından 3 parmakla 5 saniye süre ile nabız almaya çalışılır.
İlk değerlendirme sonucu hasta/yaralının bilinci kapalı fakat solunum ve nabzı varsa derhal koma pozisyonuna getirerek diğer yaralılar değerlendirilir.
Hasta/yaralının ikinci değerlendirmesi nasıl olmalıdır?
İlk muayene ile hasta/yaralının yaşam belirtilerinin varlığı güvence altına alındıktan sonra ilkyardımcı ikinci muayene aşamasına geçerek baştan aşağı muayene yapar.
İkinci değerlendirme aşamaları şunlardır:
Görüşerek bilgi edinme:
- Kendini tanıtır,
- Hasta/yaralının ismini öğrenir ve adıyla hitap eder,
- Hoşgörülü ve nazik davranarak güven sağlar,
- Hasta/yaralının endişelerini gidererek rahatlatır,
- Olayın mahiyeti, koşulları, kişisel özgeçmişleri, sonuç olarak ne yedikleri, kullanılan ilaçlar ve alerjinin varlığı sorularak öğrenilir.
Baştan aşağı kontrol yapılır:
- Bilinç düzeyi, anlama, algılama,
- Solunum sayısı, ritmi, derinliği,
- Nabız sayısı, ritmi, şiddeti,
- Vücut veya cilt ısısı, nemi, rengi
Baş: Saç, saçlı deri, baş ve yüzde yaralanma, morluk olup olmadığı, kulak ya da burundan sıvı veya kan gelip gelmediği değerlendirilir, ağız içi kontrol edilir.
Boyun: Ağrı, hassasiyet, şişlik, şekil bozukluğu araştırılır. Aksi ispat edilinceye kadar boyun zedelenmesi ihtimali göz ardı edilmemelidir.
Göğüs kafesi: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu ya da morarma olup olmadığı, hafif baskı ile ağrı oluşup oluşmadığı, kanama olup olmadığı değerlendirilmelidir. Göğüs kafesi genişlemesinin normal olup olmadığı araştırılmalıdır. Göğüs muayenesinde eller arkaya kaydırılarak hasta/yaralının sırtı da kontrol edilmelidir.
Karın boşluğu: Saplanmış cisim, açık yara, şekil bozukluğu, şişlik, morarma, ağrı ya da duyarlılık olup olmadığı ve karnın yumuşaklığı değerlendirilmelidir. Eller bel tarafına kaydırılarak muayene edilmeli, ardından kalça kemiklerinde de aynı araştırma yapılarak kırık veya yara olup olmadığı araştırılmalıdır.
Kol ve bacaklar: Kuvvet, his kaybı varlığı, ağrı, şişlik, şekil bozukluğu, işlev kaybı ve kırık olup olmadığı, nabız noktalarından nabız alınıp alınmadığı değerlendirilmelidir.
İkinci değerlendirmeden sonra mevcut duruma göre yapılacak müdahale yöntemi seçilir.
Olay yerini değerlendirmenin amacı nedir?
- Olay yerinde tekrar kaza olma riskinin ortadan kaldırılması,
- Olay yerindeki hasta/yaralı sayısının ve türlerinin belirlenmesidir.
Olay yerinin hızlı bir şekilde değerlendirilmesinin ardından yapılacak müdahaleler planlanır.
Olay yerinin değerlendirilmesinde yapılacak işler nelerdir?
- Herhangi bir olay yerinin değerlendirilmesinde aşağıdakiler mutlaka yapılmalıdır:
- Kazaya uğrayan araç mümkünse yolun dışına ve güvenli bir alana alınmalı, kontağı kapatılmalı, el freni çekilmeli, araç LPG’li ise aracın bagajında bulunan tüpün vanası kapatılmalıdır,
- Olay yeri yeterince görünebilir biçimde işaretlenmelidir. Kaza noktasının önüne ve arkasına gelebilecek araç sürücülerini yavaşlatmak ve olası bir kaza tehlikesini önlemek için uyarı işaretleri yerleştirilmeli; bunun için üçgen reflektörler kullanılmalıdır,
- Olay yerinde hasta/yaralıya yapılacak yardımı güçleştirebilecek veya engelleyebilecek meraklı kişiler olay yerinden uzaklaştırılmalıdır,
- Olası patlama ve yangın riskini önlemek için olay yerinde sigara içilmemelidir,
- Gaz varlığı söz konusu ise oluşabilecek zehirlenmelerin önlenmesi için gerekli önlemler alınmalıdır,
- Ortam havalandırılmalıdır,
- Kıvılcım oluşturabilecek ışıklandırma veya çağrı araçlarının kullanılmasına izin verilmemelidir,
- Hasta/yaralı yerinden oynatılmamalıdır,
- Hasta/yaralı hızla yaşam bulguları yönünden (ABC) değerlendirilmelidir,
- Hasta/yaralı kırık ve kanama yönünden değerlendirilmelidir,
- Hasta/yaralı sıcak tutulmalıdır,
- Hasta/yaralının bilinci kapalı ise ağızdan hiçbir şey verilmemelidir,
- Tıbbi yardım istenmelidir (112),
- Hasta/yaralının endişeleri giderilmeli, nazik ve hoşgörülü olmalıdır,
- Hasta/yaralının paniğe kapılmasını engellemek için yarasını görmesine izin verilmemelidir,
- Hasta/yaralı ve olay hakkındaki bilgiler kaydedilmelidir,
Yardım ekibi gelene kadar olay yerinde kalınmalıdır.
Solunum ve kalp durmasi nedir?
Solunum durmasi: Solunum hareketlerinin durmasi nedeniyle vücudun yasamak için ihtiyaci olan oksijenden yoksun kalmasidir. Hemen yapay solunuma baslanmaz ise bir süre sonra kalp durmasi meydana gelir.
Kalp durmasi: Bilinci kapali kiside büyük arterlerden nabiz alinamamasi durumudur. Kalp durmasina 5 dakika içinde müdahale edilmezse dokularin oksijenlenmesi bozulacagi için beyin hasari olusur.
Temel Yasam Destegi nedir?
Hayat kurtarmak amaci ile hava yolu açikligi saglandiktan sonra, solunumu ve/veya kalbi durmus kisiye yapay solunum ile akcigerlerine oksijen gitmesini, dis kalp masaji ile de kalpten kan pompalanmasini saglamak üzere yapilan ilaçsiz müdahalelerdir.
Temel yasam destegine baslarken eger çevrede biri varsa hemen 112 aratilmalidir. Bogulma ve travmalarda ilkyardimci yalniz ise 1 siklusdan sonra kendisi yardim çagirmalidir. Bebek ve çocuklarda, ilkönce iki solunum yapilir, ardindan 112 aranir.
Hava yolunu açmak için Bas-Çene pozisyonu nasil verilir?
Bilinci kapali bütün hasta/yaralilarda solunum yolu kontrol edilmelidir. Çünkü dil geriye kayabilir yada herhangi bir yabanci madde solunum yolunu tikayabilir. Agiz içi kontrol edilerek temizlendikten sonra hastaya bas-çene pozisyonu verilir.
Bunun için ;
- Bir el alina yerlestirilir,
- Diger elin iki parmagi çeneye yerlestirilir,
- Bas geriye dogru itilir.
- Böylece dil yerinden oynatilarak hava yolu açikligi saglanmis olur.
Yapay solunum nasil yapilir?
- Hasta/yaralinin hava yolu açildiktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile degerlendirilir,
- Solunum yoksa tibbi yardim istenir (112),
- Hemen yapay solunuma baslanir. YAPAY SOLUNUMA BASLAMADAN ÖNCE SOLUNUMUN OLMADIGINDAN KESINLIKLE EMIN OLUNMALIDIR!
- Agizdan agiza teknigi için hasta/yaraliya Bas-Çene pozisyonu verilir,
- Bir elin bas ve isaret parmaklari ile burun kanatlari hava çikmayacak sekilde kapatilir,
- Ilkyardimci, hasta/yaralinin agzini hava çikmayacak sekilde kendi agzi ile kavrar,
- Hasta akcigerine 400-600 ml hava gidecek sekilde agizdan iki kez üflenir,
- Sah damarindan 5 saniye süre ile nabiz kontrolü yapilir. Nabiz varsa dakikada 15-20 kez olacak sekilde yapay solunuma devam edilir. 1 yasin altindaki bebeklerde 20-25 kez olacak sekilde hava verilir (Eger nabiz alinamiyorsa suni solunum ile birlikte kalp masajina da baslanir),
- Bu sekilde verilen hava hayati organlari koruyacak yeterli oksijene (%16-18) sahiptir,
- Bebeklerde ve çene kilitlenmesi gibi durumlarda yetiskinlerde, yapay solunum agizdan buruna hava verilerek yapilmalidir,
- Yapay solunumun etkili olup olmadigi Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile her 10 üflemede bir kontrol edilmelidir,
- Nabiz olup olmadigi sah damarindan kontrol edilmelidir,
- Ilkyardimci kendini korumak için yapay solunum sirasinda ince bir tülbent, gazli bez gibi araçlar kullanabilir.
Dis kalp masaji nasil yapilir?
- Yapay solunum sirasinda sah damarindan5 saniye süre ile nabiz kontrolü yapilir, nabiz yoksa dis kalp masajina baslanir. KALP MASAJINA BASLAMADAN ÖNCE KALBIN TAMAMEN DURDUGUNDAN KESINLIKLE EMIN OLUNMALIDIR!
- Temel yasam destegine baslarken eger çevrede biri varsa hemen 112 aratilmalidir. Bogulma ve travmalarda ilkyardimci yalniz ise 1 siklusdan sonra kendisi yardim çagirmalidir. Bebek ve çocuklarda, ilkönce iki solunum yapilir, ardindan 112 aranir. (*)
- Alttaki kaburgalar elle tespit edilir, eller kaydirilarak gögüs kemiginin alt ucu belirlenir.
- Her iki kaburganin birlestigi noktaya (sternum ucu) iki parmak konur ve üstüne diger el topugu yerlestirilerek basi noktasi tespit edilir. Bu elin üzerine diger el yerlestirilir.
- Her iki el parmaklari birbirine geçirilir ve hastaya temas etmemesine dikkat edilir. Eller sabit tutulmalidir. Dirsekler ve omuz düz ve hasta/yaralinin vücuduna dik tutulacak sekilde tutulmalidir.
- Vücut agirligi ile kaburga kemikleri 4-5 cm içe çökecek sekilde (yandan bakildiginda gögüs yüksekliginin 1/3’ü kadar ) ritmik olarak sikistirma-gevsetme seklinde basi uygulanir. Eriskinlerde dakikada 100 basi uygulanmalidir.
- Dis kalp masaji 1 yasin altindaki bebeklerde gögüs kemigi alt ucuna iki parmakla, gögüs kemigi 1-1,5 cm içe çökecek sekilde dakikada 100 basi olarak yapilir. 1-8 yasina kadar çocuklarda tek elle 2.5-5 cm çökecek sekilde yapilmalidir (yandan bakildiginda gögüs yüksekliginin 1/3’ü kadar).
- Yapay solunum ve dis kalp masaji birlikte uygulandiginda , yetiskinlerde tek ya da iki ilkyardimci ya da iki ilkyardimci ile 15/2 olarakuygulanir. (Bebek ve 1-8 yas çocuklarda ise 5/1 olarak uygulanir.)
- Her siklusta hasta/yaralinin solunumu ve sah damarindan nabzi 5 saniye süre ile kontrol edilmelidir (1 siklus:15 kalp masaji ve 2 yapay solunum uygulamasinin 4 kez tekrarlanmasidir).
- Temel yasam destegine bu konuda egitim almis bir saglik personeli gelinceye kadar devam edilmelidir.
(*)Temel yasam destegi yapilirken yas önemli bir faktördür. Orta yas ve üzerindeki bir hastada ölüm nedenlerinin basinda ventriküler fibrilasyon gelmektedir. Böyle bir durumda olay yerine gelen 112 ekibi defibrilasyon yaparak hastayi kurtarma sansini artirabilir. Bu nedenle süratle 112’yi aramak son derece önemlidir.
Çocuklarda (1-8 yas) Temel Yasam Destegi nasil yapilir?
- Çocugun hava yolu açildiktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile degerlendirilir,
- Solunum yoksa tibbi yardim istenir (112),
- Çocuga önce Bas-Çene pozisyonu verilir,
- Hemen yapay solunuma baslanir. YAPAY SOLUNUMA BASLAMADAN ÖNCE SOLUNUMUN OLMADIGINDAN KESINLIKLE EMIN OLUNMALIDIR!
- Yapay solunum agizdan agiza ya da agizdan agiz ve buruna teknigi ile çocugun yasi ve yüzünün büyüklügüne göre gerçeklestirilir,
- Yapay solunuma iki kez hava üflenerek baslanir ve tibbi yardim istenir (112),
- Yapay solunum dakikada 15-20 olacak sekilde yapilir,
- Nabiz kontrolü yetiskinlerdeki gibidir (sah damarindan 5 saniye süreyle kontrol edilir),
- NABIZIN ALINAMADIGINDAN YANI KALBIN ATMADIGINDAN KESIN OLARAK EMIN OLUNDUKTAN SONRA KALP MASAJINA BASLANMALIDIR!
- Kalp masaji tek elle basilarak yapilir,
- Basi noktasi yetiskinlerde oldugu gibi belirlenir. Büyük çocuklarda tek elin basisi yetersiz görülürse yine yetiskinlerdeki gibi uygulama yapilir,
- Çocuklarda dakikada 100 basi uygulanir,
- Basi gücü ise gögüs boslugu 2.5-5 cm çökecek sekilde (yandan bakildiginda gögüs yüksekliginin 1/3’ü kadar) ,
- Çocuklarda bir ya da iki ilkyardimci ile 5/1 olacak sekilde uygulama yapilir, ancak çocugun iriligine göre bu uygulama gerekirse yetiskinlerde oldugu gibi 5/2 olarak gerçeklestirilir.
Bebeklerde (0-1 yas) Temel Yasam Destegi nasil yapilir?
- Bebegin topuguna hafifçe vurularak bilinç kontrolü yapilir,
- Çocugun hava yolu açildiktan sonra, solunum Bak-Dinle-Hisset yöntemi ile degerlendirilir,
- Solunum yolunun açilmasi için bebege Bas-Çene pozisyonu verilir (bebegin basi hafifçe itilir). Basin fazla gerdirilmesi solunum yollarini tikayip olumsuz sonuçlar yaratabileceginden basa hafif bir egim vermek son derece önemlidir!
- Yapay solunuma baslanirken ilkyardimci agzini bebegin agzi ve burnunun üstüneyerlestirilmelidir,
- Yapay solunuma iki kez hava verilerek baslanir,
- Tibbi yardim istenir (112),
- Üflemenin ayari bebegin gögsünün kalkis hareketlerine göre olmalidir, çocugun akcigerlerinin alacagindan daha fazla hava üflenmemelidir,
- Solunum sikligi dakikada 20-25 olmalidir,
- Nabiz kontrolü dirsek önyüz iç kismindaki kol atardamari hissedilerek yapilir,
- NABIZIN ALINAMADIGINDAN YANI KALBIN ATMADIGINDAN KESIN OLARAK EMIN OLUNDUKTAN SONRA KALP MASAJINA BASLANMALIDIR!
- Bebegin iki memesi arasinda hayali bir çizgi oldugu varsayilarak bu çizginin orta noktasinda gögüs kemigi tespit edilir. Buraya iki parmagi bastirmak suretiyle kalp masajina baslanir,
- Kalp masaji gögüs kemigi 1-1.5 cm içeri çökecek sekilde yapilir,
- Bebeklere de dakikada 100 basi uygulanir,
- Bebeklerde de kalp masaji ve yapay solunum sayisi 5/1 olacak sekilde uygulanir.
Hava yolu tikanikligi nedir?
Hava yolunun, solunumu gerçeklestirmek için gerekli havanin geçisine engel olacak sekilde tikanmasidir. Tikanma tam tikanma yada kismi tikanma seklinde olabilir.
Hava yolu tikanikligi belirtileri nelerdir?
Tam tikanma belirtileri:
- Nefes alamaz,
- Aci çeker, ellerini boynuna götürür,
- Konusamaz,
- Rengi morarmistir,
- Bu durumda Heimlich Manevrasi (=Karina basi uygulama) yapilir .
Kismi tikanma belirtileri:
- Öksürür
- Nefes alabilir
- Konusabilir
Bu durumda hastaya dokunulmaz, öksürmeye tesvik edilir.
Tam tikaniklik olan kisilerde Heimlich Manevrasi (=Karina basi uygulama) nasil uygulanir?
Bilinci yerinde olan(=bilinci açik) kisilerde Heimlich manevrasi:
- Hasta ayakta ya da oturur pozisyonda olabilir,
- Arkadan sarilarak gövdesi kavranir,
- Bir elin bas parmagi midenin üst kismina, gögüs kemigi altina gelecek sekilde yumruk yaparak konur. Diger el ile yumruk yapilan el kavranir,
- Kuvvetle arkaya ve yukari dogru bastirilir,
- Bu hareket 5-7 kez yabanci cisim çikincaya kadar tekrarlanir,
- Sah damarindan nabiz ve solunum degerlendirilir,
- Tibbi yardim istenir (112).
Bilincini kaybetmis(=bilinci kapali) kisilerde Heimlich Manevrasi: (*)
- Hasta yere yatirilir, yan pozisyonda sirtina 5 kez vurulur,
- Tikanma açilmadigi taktirde hasta düz bir zeminde basi yana çevrilir,
- Hastanin bacaklari üzerine ata biner sekilde oturulur,
- Bir elin topugunu göbek ile gögüs kemigi arasina yerlestirilir, diger el üzerine konur,
- Göbegin üzerinden kürek kemiklerine dogru egik bir baski uygulanir,
- Sah damarindan nabiz ve solunum degerlendirilir,
- Isleme yabanci cisim çikincaya kadar devam edilir,
- Tibbi yardim istenir (112),
- Bu hareketi 5-7 kez yabanci cisim çikincaya kadar ya da yardim gelinceye kadar devam edin,
- Bu tür olgularda havayolu tikanikligindan süphelenildiginde, ilkyardimcilar Temel Yasam Destegi uygulamalarini yapacaklardir. Kurtarici nefes verdikten sonra hava gitmiyorsa tikaniklik oldugu düsünülür, ilkyardimci agiz içinde yabanci cisim olup olmadigini kontrol etmeli, yabanci cisim görüyorsa çikarmalidir. Havayolu tikanikligi varsa havayolunu açacak manevralari profesyonel acil yardim ekibi uygular.
(*)Yukaridaki bilgiler sadece ilkyardim egitmenleri için verilmis olup bilinci kapali olan eriskinlerde havayolunun açilmasi için gerekli olan girisimler ve hareketler ilkyardimcilara ögretilmeyecektir.
Bebeklerde tam tikaniklik olan hava yolunun açilmasi (**):
- Bebek ilkyardimcinin bir kolu üzerine ters olarak yatirilir,
- Basparmak ve diger parmaklarin yardimiyla bebegin çenesi kavranarak boynundan tutulur ve yüzüstü pozisyonda öne dogru egilir,
- Bas gergin ve gövdesinden asagida bir pozisyonda tutulur,
- 5 kez el bileginin iç kismi ile bebegin sirtina kürek kemiklerinin arasina hafifçe vurulur,
- Diger kolun üzerine basi elle kavranarak sirtüstü çevrilir,
- Yabanci cismin çikip çikmadigina bakilir,
- Çikmadiysa basi gövdesinden asagida olacak sirtüstü sekilde tutulur,
- 5 kez iki parmakla gögüs kemiginin alt kismindan karnin üs kismina baski uygulanir,
- Yabanci cisim çikana kadar devam edilir,
- Tibbi yardim istenir (112).
(**)Bebek çok küçük ise ve karindan baski uygulanamiyorsa bebekler için yukarida anlatilan uygulamalar yapilir. Ancak diger hallerde bebeklerde yapilan uygulamalar, bilinci kapali eriskinlerde yapilan Heimlich Manevrasi uygulamalari ile aynidir. Yukaridaki bilgiler sadece ilkyardim egitmenleri için verilmis olup bebeklerde havayolunun açilmasi için gerekli olan girisimler ve hareketler ilkyardimcilara ögretilmeyecektir.
Kismi tikaniklik olan kisilerde nasil ilkyardim uygulanir?
- Eğer kisinin hava yolunda yeterli hava giris çikisi mevcutsa, kazazede öksürmeye tesvik edilmeli, yakindan izlenmeli ve baska bir girisimde bulunulmamalidir. Kazazedenin henüz ayakta durabildigi bu dönemde onun arka tarafinda yer alinmalidir.
- Bu durumda, kazazede öncelikle bulundugu pozisyonda birakilmalidir.
- Kazazedenin solunum ve öksürügü zayiflarsa ya da kaybolursa ve morarma saptanirsa derhal girisimde bulunulmalidir.
- Belirgin bir yabanci cisim, yerinden çikmis veya gevsemis takma disleri varsa bunlar yerinden çikarilir.
- Eger yabanci cisim görülemiyorsa ve hastanin durumu kötüye gidiyorsa yukarida tam tikanmada anlatilan uygulamalara baslanir.
Kanama nedir?
Damar bütünlüğünün bozulması sonucu kanın damar dışına (vücudun içine veya dışına doğru) doğru akmasıdır. Kanamanın ciddiyeti aşağıdaki durumlara bağlıdır:
- Kanamanın hızı,
- Vücutta kanın aktığı bölge,
- Kanama miktarı,
- Kişinin fiziksel durumu ve yaşı.
Kaç çeşit kanama vardır?
Vücutta kanın aktığı bölgeye göre 3 çeşit kanama vardır:
Dış kanamalar: Kanama yaradan vücut dışına doğru olur.
İç kanamalar: Kanama vücut içine olduğu için gözle görülemez.
Doğal deliklerden olan kanamalar: Kulak, burun, ağız, anüs, üreme organlarından olan kanamalardır.
Damar tipine göre ise: Kanama arter (atardamar), ven (toplardamar) ya da kılcal damar kanaması olabilir. Atar damar kanamaları kalp atımları ile uyumlu olarak kesik kesik akar ve açık renklidir. Toplardamar kanamaları ise koyu renkli ve sızıntı şeklindedir. Kılcal damar kanaması küçük kabarcıklar şeklindedir.
Kanamanın değerlendirilmesinde, şok belirtilerinin izlenmesi çok önemlidir.
Vücutta baskı uygulanacak noktalar nelerdir?
Atardamar kanamalarında kan basınç ile fışkırır tarzda olur. Bu nedenle, kısa zamanda çok kan kaybedilir. Bu tür kanamalarda asıl yapılması gereken, kanayan yer üzerine veya kanayan yere yakın olan bir üst atardamar bölgesine baskı uygulanmasıdır. Vücutta bu amaç için belirlenmiş baskı noktaları şunlardır:
1-Boyun : Boyun atardamarı (şah damarı) baskı yeri
2-Köprücük kemiği üzeri : Kol atardamarı baskı yeri
3-Koltukaltı : Kol atardamarı baskı yeri
4-Kolun üst bölümü : Kol atardamarı baskı yeri
5-Kasık : Bacak atardamarı baskı yeri
6-Uyluk : Bacak atardamarı baskı yeri
Kanamalarda ilkyardım uygulamaları nelerdir?
Dış kanamalarda ilkyardım:
- İlkyardımcı kendini tanıtır ve hasta yaralı sakinleştirilir,
- Hasta/ yaralı sırt üstü yatırılır,
- Hasta/yaralının durumu değerlendirilir (ABC),
- Tıbbi yardım istenir (112),
- Yara ya da kanama değerlendirilir,
- Kanayan yer üzerine temiz bir bezle bastırılır,
- Kanama durmazsa ikinci bir bez koyarak basıncı arttırılır,
- Gerekirse bandaj ile sararak basınç uygulanır,
- Kanayan yere en yakın basınç noktasına baskı uygulanır,
- Kanayan bölge yukarı kaldırılır,
- Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa, yaralı güç koşullarda bir yere
taşınacaksa, uzuv kopması varsa ve/veya baskı noktalarına baskı uygulamak yeterli olmuyorsa
boğucu sargı (turnike) uygulanır, - Kanayan bölge dışarıda kalacak şekilde hasta/yaralının üstü örtülür,
- Şok pozisyonu verilir,
- Yapılan uygulamalar ile ilgili bilgiler (boğucu sargı uygulaması gibi) hasta/yaralının üzerine yazılır,
- Yaşam bulguları sık aralıklarla (2-3dakikada bir) değerlendirilir
- Hızla sevk edilmesi sağlanır.
İç kanamalarda ilkyardım:
İç kanamalar, şiddetli travma, darbe, kırık, silahla yaralanma nedeniyle oluşabilir. Hasta/yaralıda şok belirtileri vardır. İç kanama şüphesi olanlarda aşağıdaki uygulamalar yapılmalıdır:
- Hasta/yaralının bilinci ve ABC si değerlendirilir,
- Tıbbi yardım istenir (112)
- Üzeri örtülerek ayakları 30 cm yukarı kaldırılır,
- Asla yiyecek ve içecek verilmez,
- Hareket ettirilmez (özellikle kırık varsa),
- Yaşamsal bulguları incelenir,
- Sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.
Hangi durumlarda boğucu sargı (turnike) uygulanmalıdır?
- Çok sayıda yaralının bulunduğu bir ortamda tek ilkyardımcı varsa (kanamayı durdurmak ve daha sonra da diğer yaralılarla ilgilenebilmek için),
- Yaralı güç koşullarda bir yere taşınacaksa,
- Uzuv kopması varsa,
- Baskı noktalarına baskı uygulamak yeterli olmuyorsa
Boğucu sargı uygulaması kanamanın durdurulamadığı durumlarda başvurulacak en son uygulamadır. Ancak eskisi kadar sık uygulanmamaktadır. Çünkü uzun süreli turnike uygulanması sonucu doku harabiyeti meydana gelebilir ya da uzvun tamamen kaybına neden olunabilir.
Boğucu Sargı (turnike) uygulamasında dikkat edilecek hususlar neler olmalıdır?
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8–10 cm olmalı,
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalı,
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir,
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz,
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez,
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalı,
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmeli,
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak önkol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, önkol ve bacağa da turnike uygulanabilir
BOĞUCU SARGI (TURNİKE) UYGULAMA TEKNİĞİ
1- İlkyardımcı eline geniş, kuvvetli ve esnemeyen bir sargı alır,
2- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv etrafına sarılır,
3- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu bir araya getirilir,
4- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır,
- Sargının içinden sert cisim (kalem gibi) geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir,
- Kanama durana kadar sert cisim döndürülür,
5- Sert cisim uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek şekilde tespit edilir,
6- Hasta/yaralının elbisesinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman (saat ve dakika) yazılı bir kart iğnelenir,
7- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla veya sabit kalemle “turnike” veya “T” harfi yazılır,
8- Hasta/yaralı pansuman ve turnikesi görülecek şekilde battaniye ile sarılır,
9- Turnike 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
Eğer; uzuv kopması var ise;
1- Kopan parça temiz su geçirmez ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir,
2- Kopan parçanın konduğu torba buz içeren ikinci bir torbanın içine konur,
3- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba ağzı kapatıldıktan sonra, içerisinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu şekilde, kopmuş uzuv parçasının buz ile direkt teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
4- Torba hasta/yaralı ile aynı vasıtaya konur, üzerine hastanın adı ve soyadını yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna sevk edilir,
5- Tıbbi birimler haberdar edilir (112).
Şok nedir?
Kalp-damar sisteminin yaşamsal organlara uygun oranda kanlanma yapamaması nedeniyle ortaya çıkan ve tansiyon düşüklüğü ile seyreden bir akut dolaşım yetmezliğidir.
Kaç çeşit şok vardır?
Nedenlerine göre 4 çeşit şok vardır:
- Kardiyojenik şok (Kalp kökenli)
- Hipovolemik şok (Sıvı eksikliği)
- Toksik şok (Zehirlenme ile ilgili)
- Anaflaktik şok (Alerjik)
Şok belirtileri nelerdir?
- Kan basıncında düşme
- Hızlı ve zayıf nabız
- Hızlı ve yüzeysel solunum
- Ciltte soğukluk, solukluk ve nemlilik
- Endişe, huzursuzluk
- Baş dönmesi,
- Dudak çevresinde solukluk ya da morarma
- Susuzluk hissi
- Bilinç seviyesinde azalma
Şokta ilkyardım uygulamaları nelerdir?
- Kendinin ve çevrenin güvenliği sağlanır,
- Hasta/yaralı sırt üstü yatırılır,
- Hava yolunun açıklığı sağlanır,
- Hasta/yaralının mümkün olduğunca temiz hava soluması sağlanır,
- Varsa kanama hemen durdurulur,
- Şok pozisyonu verilir,
- Hasta/yaralı sıcak tutulur,
- Hareket ettirilmez,
- Hızlı bir şekilde sağlık kuruluşuna sevki sağlanır (112),
- Hasta/yaralının endişe ve korkuları giderilerek psikolojik destek sağlanır.
Şok pozisyonu nasıl verilir?
- Hasta/yaralı düz olarak sırt üstü yatırılır,
- Hasta/yaralının bacakları 30cm kadar yukarı kaldırılarak, bacakların altına destek konulur (Çarşaf, battaniye yastık, kıvrılmış giysi vb.),
- Üzeri örtülerek ısıtılır,
- Yardım gelinceye kadar hasta / yaralının yanında kalınır,
- Belli aralıklarla (2–3 dakikada bir) yaşam bulguları değerlendirilir.
Doğal deliklerden çıkan kanamalarda ilkyardım:
Burun kanaması:
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,
- Oturtulur,
- Başı hafifçe öne eğilir,
- Burun kanatları 5 dakika süre ile sıkılır,
- Uzman bir doktora gitmesi sağlanır.
Kulak kanaması:
- Hasta/yaralı sakinleştirilir, endişeleri giderilir,
- Kanama hafifse kulak temiz bir bezle temizlenir,
- Kanama ciddi ise, kulağı tıkamadan temiz bezlerle kapanır,
- Bilinci yerinde ise hareket ettirmeden sırt üstü yatırılır, bilinçsiz ise kanayan kulak üzerine yan yatırılır,
- Kulak kanaması, kan kusma, anüs, üreme organlarından gelen kanamalarda hasta/yaralı kanama örnekleri ile uzman bir doktora sevk edilir.
Kanamalarda üçgen bandaj uygulaması nasıl yapılmalıdır?
Üçgen bandaj, vücudun değişik bölümlerinde bandaj ve/veya askı olarak kullanılabilir. Üçgen bezin tepesi tabanına doğru getirilip yerleştirilir, sonra bir ya da iki kez daha bunun üzerine katlanarak istenilen genişlikte bir sargı bezi elde edilmiş olur.
Elde üçgen bandaj uygulama:
Parmaklar, üçgenin tepesine gelecek şekilde el üçgen sargının üzerine yerleştirilir. Üçgenin tepesi bileğe doğru katlanır. Elin sırtında, üçgenin uçları karşı karşıya getirilir ve çaprazlanır, bilek seviyesinde düğümlenir.
Ayağa üçgen bandaj uygulama:
Ayak, üçgenin üzerine düz olarak, parmaklar üçgenin tepesine bakacak şekilde yerleştirilir. Üçgen bandajın tepesini ayağın üzerinde çaprazlayacak şekilde öne doğru getirilir. İki ucu ayak bileği etrafında düğümlenir.
Dize üçgen bandaj uygulama:
Üçgenin tabanı dizin 3–4 parmak altında ve ucu dizin üzerine gelecek şekilde yerleştirilir. Dizin arkasından uçları çaprazlanır, dizin üstünde uçları düğümlenir.
Göğse üçgen bandaj uygulama:
Üçgenin tepesi omuza yerleştirilir ve tabanı göğsü saracak şekilde sırtta düğümlenir. Bu düğüm ile üçgenin tepesi, bir başka bez kullanılarak birbirine yaklaştırılarak bağlanır.
Kalçaya üçgen bandaj uygulama:
Üçgenin tabanı uyluğun alt kısmının etrafında düğümlenir, tepesi ise belin etrafını saran bir kemer ya da beze bağlanır.
Yara nedir?
Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon riski artar.
Kaç çeşit yara vardır?
Kesik yaralar:
Bıçak, çakı, cam gibi kesici aletlerle oluşur. Genellikle basit yaralardır. Derinlikleri kolay belirlenir.
Ezikli yaralar:
Taş yumruk yada sopa gibi etkenlerin şiddetli olarak çarpması ile oluşan yaralardır. Yara kenarları eziktir. Çok fazla kanama olmaz, ancak doku zedelenmesi ve hassasiyet vardır.
Delici yaralar:
Uzun ve sivri aletlerle oluşan yaralardır. Yüzey üzerinde derinlik hakimdir. Aldatıcı olabilir tetanos tehlikesi vardır.
Parçalı yaralar:
Dokular üzerinde bir çekme etkisi ile meydana gelir. Doku ile ilgili tüm organ, saçlı deride zarar görebilir.
Enfekte yaralar:
Mikrop kapma ihtimali olan yaralardır. Enfeksiyon riski yüksek yaralar şunlardır:
- Gecikmiş yaralar (6 saatten fazla),
- Dikişleri ayrılmış yaralar,
- Kenarları muntazam olmayan yaralar,
- Çok kirli ve derin yaralar,
- Ateşli silah yaraları,
- Isırma ve sokma ile oluşan yaralar.
Yaraların ortak belirtileri nelerdir?
- Ağrı
- Kanama
- Yara kenarının ayrılması
Yaralanmalarda ilk yardım nasıl olmalıdır?
- Yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),
- Yara yeri değerlendirilir,
– Oluş şekli
– Süresi
– Yabancı cisim varlığı
– Kanama vb.
- Kanama durdurulur,
- Üzeri kapatılır,
- Sağlık kuruluşuna gitmesi sağlanır,
- Tetanos konusunda uyarıda bulunulur,
- Yaradaki yabancı cisimlere dokunulmamalıdır!
- Yara eğer kirli ise toz veya toprak benzeri bir şeyler varsa 5 dakika süreyle yara yıkanmalıdır.
Ciddi yaralanmalar nelerdir?
- Kenarları birleşmeyen veya 2-3 cm olan yaralar,
- Kanaması durdurulamayan yaralar,
- Kas veya kemiğin göründüğü yaralar,
- Delici aletlerle oluşan yaralar,
- Yabancı cisim saplanmış olan yaralar,
- İnsan veya hayvan ısırıkları,
- Görünürde iz bırakma ihtimali olan yaralar.
Ciddi yaralanmalarda ilk yardım
- Yaraya saplanan yabancı cisimler çıkarılmaz,
- Yarada kanama varsa durdurulur,
- Yara içi kurcalanmamalıdır,
- Yara temiz bir bezle örtülür (nemli bir bez),
- Yara üzerine bandaj uygulanır,
- Tıbbi yardım istenir (112).
Delici göğüs yaralanmalarında ne gibi sorunlar görülebilir?
- Göğsün içine giren cisim, akciğer zarı ve akciğeri yaralar. Bunun sonucunda şu belirtiler görülebilir:
- Yoğun ağrı
- Solunum zorluğu
- Morarma
- Kan tükürme
- Açık pnömotoraks (Göğüsteki yarada nefes alıyor görüntüsü)
Delici göğüs yaralanmalarında ilk yardım
- Hasta/yaralının bilinç kontrolü yapılır,
- Hasta/yaralının yaşam bulguları değerlendirilir (ABC),
- Yara üzerine plastik poşet naylon vb. sarılmış bir bezle kapatılır,
- Nefes alma sırasında yaraya hava girmesini engellemek, nefes verme sırasında havanın dışarı çıkmasını sağlamak için yara üzerine konan bezin bir ucu açık bırakılır,
- Hasta/yaralı bilinci açık ise yarı oturur pozisyonda oturtulur,
- Ağızdan hiçbir şey verilmez,
- Yaşam bulguları sık sık kontrol edilir,
- Açık pnömotoraksta şok ihtimali çok yüksektir. Bu nedenle şok önlemleri alınmalıdır,
- Tıbbi yardım istenir (112).
Delici karın yaralanmalarında ne gibi sorunlar olabilir?
- Karın bölgesindeki organlar zarar görebilir,
- İç ve dış kanama ve buna bağlı şok oluşabilir,
- Karın tahta gibi sert ve çok ağrılı ise durum ciddidir,
- Bağırsaklar dışarı çıkabilir.
Delici karın yaralanmalarında ilk yardım
- Hasta/yaralının bilinç kontrolü yapılır,
- Hasta/yaralının yaşam bulguları kontrol edilir,
- Dışarı çıkan organlar içeri sokulmaya çalışılmaz, üzerine geniş ve nemli temiz bir bez örtülür,
- Bilinç yerinde ise sırt üstü pozisyonda bacaklar bükülmüş olarak yatırılır, ısı kaybını önlemek için üzeri örtülür,
- Şoka karşı önlem alınır.
- Ağızdan yiyecek yada içecek bir şey verilmez,
- Yaşam bulguları sık sık izlenir,
- Tıbbi yardım istenir (112).
Kafatası ve omurga yaralanmaları neden önemlidir?
Darbenin şiddetine bağlı olarak kafatası boşluğunda yer alan merkezi sinir sistemi etkilenebilir. Bel kemiğindeki yaralanmalarda omurgada ani sıkışma yada ayrılma meydana gelebilir. Bunun sonucunda sinir sistemi etkilenerek bazı olumsuz sonuçlar oluşabilir. Trafik kazalarında ölümlerin % 80’i kafatası ve omurga yaralanmalarından olmaktadır.
Kafatası yaralanmaları çeşitleri nelerdir?
Saçlı deride yaralanmalar: Saç derisi kafatası yüzeyi üzerinde kolaylıkla yer değiştirebilir ve herhangi bir darbe sonucu kolayca ayrılabilir. Bu durumda çok fazla miktarda kanama olur, bu nedenle öncelikle kanamanın durdurulması gereklidir.
Kafatası, beyin yaralanmaları:
Kafatası kırıkları: Kafatası kırıklarında beyin zedelenmesi, kemiğin kırılmasından daha önemlidir. Bu nedenle beyin hasarı bulguları değerlendirilmelidir.
Yüz yaralanmaları: Ağız ve burun yaralanmalarında solunum ciddi şekilde etkilenebilir ve duyu organları zarar görebilir. Bir yüz yaralanması sonucunda burun, çene kemiği kemiklerinde yaralanma görülebilir.
Omurga (bel kemiği) yaralanmaları: En çok zarar gören bölge bel ve boyun bölgesidir ve çok ağrılıdır. Kazalarda en çok boyun etkilenir.
Kafatası ve omurga yaralanmalarının nedenleri nelerdir?
- Yüksek bir yerden düşme
- Baş ve gövde yaralanması
- Otomobil yada motosiklet kazaları
- Spor ve iş kazaları
- Yıkıntı altında kalma
Kafatası ve omurga yaralanmalarında belirtiler nelerdir?
- Bilinç düzeyinde değişmeler, hafıza değişiklikleri yada hafıza kaybı
- Başta, boyunda ve sırtta ağrı
- Elde ve parmaklarda karıncalanma yada his kaybı
- Vücudun herhangi bir yerinde tam yada kısmi hareket kaybı
- Baş yada bel kemiğinde şekil bozukluğu
- Burun ve kulaktan beyin omurilik sıvısı ve kan gelmesi
- Baş, boyun ve sırtta dış kanama
- Sarsıntı Denge kaybı
- Kulak ve göz çevresinde morluk
- Kusma
Ancak, hastada hiçbir belirti yoksa bile,
- Yüz ve köprücük kemiği yaralanmaları
- Tüm düşme vakaları
- Trafik kazaları
- Bilinci kapalı tüm hasta / yaralılar kafa ve omurga yaralanması olarak var sayılmalıdır.
Kafatası ve omurga yaralanmalarında ilk yardım
- Bilinç kontrolü yapılır,
- Yaşam bulguları değerlendirilir,
- Hemen tıbbi yardım istenir (112),
- Bilinci açıksa hareket etmemesi sağlanır,
- Her hangi bir tehlike söz konusu ise düz pozisyonda sürüklenir,
- Baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalıdır,
- Yardım geldiğinde sedyeye baş-boyun-gövde ekseni bozulmadan alınmalıdır,
- Taşınma ve sevk sırasında sarsıntıya maruz kalmaması gerekir,
- Tüm yapılanlar ve hasta/yaralı hakkındaki bilgiler kaydedilmeli ve gelen ekibe bildirilmelidir,
- Asla yalnız bırakılmamalıdır.
Hasta/yaralı taşınmasında genel kurallar nelerdir?
Hasta/yaralı taşınmasında ilkyardımcı kendi sağlığını riske sokmamalıdır,
Gereksiz zorlama ve yaralanmalara engel olmak için aşağıdaki kurallara uygun davranmalıdır;
- Hasta/yaralıya yakın mesafede çalışılmalı,
- Daha uzun ve kuvvetli kas grupları kullanılmalı,
- Sırtın gerginliğini korumak için dizler ve kalçalar bükülmeli (Omurilik yaralanmaları riskini azaltır),
- Yerden destek alacak şekilde her iki ayağı da kullanarak biri diğerinden biraz öne yerleştirilmeli,
- Kalkarken, ağırlığı kalça kaslarına vererek dizler en uygun biçimde doğrultulmalı,
- Baş her zaman düz tutulmalı, homojen ve düzgün bir şekilde hareket ettirilmeli,
- Yavaş ve düzgün adımlarla yürünmeli ve adımlar omuzdan daha geniş olmamalı,
- Ağırlık kaldırırken karın muntazam tutulup kalça kasılmalı,
- Omuzlar, leğen kemiğinin ve omuriliğin hizasında tutulmalı,
- Yön değiştirirken ani dönme ve bükülmelerden kaçınılmalı,
- Hasta/yaralı mümkün olduğunca az hareket ettirilmeli,
- Hasta/yaralı baş-boyun-gövde ekseni esas alınarak en az 6 destek noktasından kavranmalı,
- Tüm hareketleri yönlendirecek sorumlu bir kişi olmalı, bu kişi hareketler için gereken komutları (dikkat, kaldırıyoruz gibi) vermelidir. Bu kişi genellikle ağırlığın en fazla olduğu ve en fazla dikkat edilmesi gereken bölge olan baş ve boyun kısmını tutan kişi olmalı,
- Hasta/yaralı taşınırken mükemmel bir ekip çalışması gerekmektedir.
Acil taşıma teknikleri nelerdir?
- Genel bir kural olarak, hasta/yaralının yeri değiştirilmemeli ve dokunulmamalıdır. Olağanüstü bir tehlike söz konusuysa, taşıdığı her türlü riske rağmen acil taşıma zorunludur.
- En kısa sürede yaralılar güvenli bir yere taşınmalıdır.
ARAÇ İÇİNDEKİ YARALIYI (RENTEK) TAŞIMA YÖNTEMİ
DİKKAT: Araç içindeki yaralıyı (Rentek Manevrası) taşıma; kaza geçirmiş yaralı bir kişiyi eğer bir tehlike söz konusu ise omuriliğe zarar vermeden çıkarmada kullanılır. Bu uygulama solunum durması; yangın tehlikesi, patlama gibi tehlikeli durumlarda uygulanacaktır.
1- Kaza ortamı değerlendirilir; patlama, yangın tehlikesi belirlenir, çevre ve ilkyardımcının kendi güvenliği sağlanır,
2- Hasta/yaralının omuzlarına hafifçe dokunarak ve “iyi misiniz?” diye sorarak bilinci kontrol edilir, çevrede birileri varsa 112’yi araması istenir,
3- Hasta/yaralının solunum yapıp yapmadığı gözlemlenir (göğüs hareketleri izlenir). Eğer solunum yok ise,
4- Hasta/yaralının ayaklarının pedala sıkışmadığından emin olunur; emniyet kemeri açılır,
5- Hasta/yaralıya yan tarafından yaklaşılır ve bir elle kolu diğer elle de çenesi kavranarak boynu tespit edilir ( Hafif hareketle),
6- Baş-boyun-gövde hizasını bozmadan araçtan dışarı çekilir,
7- Hasta/yaralı yavaşça yere veya sedyeye yerleştirilir.
Sürükleme yöntemleri nelerdir?
Hasta/yaralının sürüklenmesi, oldukça faydalı bir yöntemdir. Özellikle, çok kilolu ve iriyarı kişilerin taşınması gerekiyorsa; dar, basık ve geçiş güçlüğü olan bir yerden çıkarmalarda herhangi bir yaralanmaya neden olmamak için seçilebilecek bir yöntemdir. İlkyardımcının fiziksel kapasitesi göz önünde bulundurulmalıdır. Mümkünse battaniye kullanılmalıdır.
Sürükleme yöntemleri şunlardır;
- Ayak bileklerinden sürükleme,
- Koltuk altından tutarak sürükleme.
Kısa mesafede süratli taşıma teknikleri nelerdir?
1- Kucakta taşıma:
Bilinci açık olan çocuklar ve hafif yetişkinler için kullanışlı bir yöntemdir. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- Bir elle yaralı dizlerinin altından tutularak destek alınır,
- Diğer elle gövdenin ağırlığı yüklenerek sırtından kavranır,
- Yaralıya kollarını ilkyardımcının boynuna dolaması söylenebilir. Bu yaralının kendini güvende hissetmesini sağlar,
- Ağırlık dizlere verilerek kalkılır.
2- İlkyardımcının omzundan destek alma:
Hafif yaralı ve yürüyebilecek durumdaki hasta/yaralıların taşınmasında kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır. Bu yöntem iki kişi ile de uygulanabilir.
- Yaralının bir kolu ilkyardımcının boynuna dolanarak destek verilir,
- İlkyardımcı boşta kalan kolu ile hasta/yaralının belini tutarak yardım eder.
3- Sırtta taşıma:
Bilinçli hastaları taşımada kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- İlkyardımcı hasta/yaralıya sırtı dönük olarak çömelir ve bacaklarını kavrar,
- Hasta/yaralının kolları ilkyardımcının göğsünde birleştirilir,
- Ağırlık dizlere verilerek hasta/yaralı kaldırılır.
4- Omuzda taşıma ( İtfaiyeci yöntemi) :
Yürüyemeyen ya da bilinci kapalı olan kişiler için kullanılır. Bir ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- İlkyardımcının bir kolu boşta olacağından merdiven ya da bir yerden rahatlıkla destek alınabilir.
- İlkyardımcı sol kolu ile omzundan tutarak hasta/yaralıyı oturur duruma getirir,
- Çömelerek sağ kolunu hasta/yaralının bacaklarının arasından geçirir,
- Hasta/yaralının vücudunu sağ omzuna alır,
- Sol el ile hasta/yaralının sağ elini tutar, ağırlığı dizlerine vererek kalkar,
- Hasta/yaralının önde boşta kalan bileği kavranarak hızla olay yerinden uzaklaştırılır.
5- İki ilkyardımcı ile ellerin üzerinde taşıma (Altın Beşik Yöntemi) :
Hasta/yaralının ciddi bir yaralanması yoksa ve yardım edebiliyorsa iki, üç, dört elle altın beşik yapılarak taşınır.
İki elle: İki ilkyardımcının birer eli boşta kalır, bu elleri birbirlerinin omzuna koyarlar, diğer elleri ile bileklerinden kavrayarak hasta/yaralıyı oturturlar.
Üç elle: Birinci ilkyardımcı bir eli ile ikinci ilkyardımcının omzunu kavrar, diğer eli ile ikinci ilkyardımcının el bileğini kavrar. İkinci ilkyardımcı bir el ile birinci ilkyardımcının bileğini, diğer eli ile de kendi bileğini kavrar.
Dört elle: İlkyardımcılar bir elleri ile diğer el bileklerini, öbür elleri ile de birbirlerinin bileklerini kavrarlar.
6-Kollar ve bacaklardan tutarak taşıma:
Hasta/yaralı bir yerden kaldırılarak hemen başka bir yere aktarılacaksa kullanılır. İki ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- İlkyardımcılardan biri sırtı hasta/yaralıya dönük olacak şekilde bacakları arasına çömelir ve elleri ile hasta/yaralının dizleri altından kavrar. İkinci ilkyardımcı hasta/yaralının baş tarafına geçerek kolları ile koltuk altlarından kavrar. Bu şekilde kaldırarak taşırlar.
7- Sandalye ile taşıma:
Hasta/yaralının bilinçli olması gereklidir. Özellikle merdiven inip çıkarken çok kullanışlı bir yöntemdir. İki ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- Bir ilkyardımcı sandalyeyi arka taraftan, oturulacak kısma yakın bir yerden, diğer ilkyardımcı sandalyenin ön bacaklarını aşağı kısmından kavrayarak taşırlar.
Sedye üzerine yerleştirme teknikleri nelerdir?
1-Kaşık tekniği:
Bu teknik hasta/yaralıya sadece bir taraftan ulaşılması durumunda üç ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- İlkyardımcılar hasta/yaralının tek bir yanında bir dizleri yerde olacak şekilde diz çökerler,
- Hasta/yaralının elleri göğsünde birleştirilir,
- Birinci ilkyardımcı baş ve omzundan, ikinci ilkyardımcı sırtının alt kısmı ve uyluğundan, üçüncü ilkyardımcı dizlerinin altından ve bileklerinden kavrar. Daha sonra kendi ellerini hasta/yaralının vücudun altından geçirerek kavrarlar,
- Başını ve omzunu tutan birinci ilkyardımcının komutu ile tüm ilkyardımcılar aynı anda hasta/yaralıyı kaldırarak dizlerinin üzerine koyarlar,
- Aynı anda tek bir hareketle hasta/yaralıyı göğüslerine doğru çevirirler,
- Sonra uyumlu bir şekilde ayağa kalkar ve aynı anda düzgün bir şekilde sedyeye koyarlar.
2- Köprü tekniği:
Hasta/yaralıya iki taraftan ulaşılması durumunda dört ilkyardımcı tarafından yapılır.
- İlkyardımcılar bacaklarını açıp, hasta/yaralının üzerine hafifçe çömelerek yerleşirler,
- Birinci ilkyardımcı başı koruyacak şekilde omuz ve ensesinden, ikinci ilkyardımcı kalçalarından, üçüncü ilkyardımcı da dizlerinin altından tutar,
- Birinci ilkyardımcının komutu ile her üç ilkyardımcı hastayı kaldırırlar,
- Dördüncü ilkyardımcı sedyeyi arkadaşlarının bacakları arasına iterek yerleştirir ve hasta/yaralı sedyenin üzerine konulur.
3- Karşılıklı durarak kaldırma:
Omurilik yaralanmalarında ve şüphesinde kullanılır. Üç ilkyardımcı tarafından uygulanır.
- İki ilkyardımcı hasta/yaralının göğüs hizasında karşılıklı diz çökerler,
- Üçüncü ilkyardımcı hasta/yaralının dizleri hizasında diz çöker,
- Hasta/yaralının kolları göğsünün üzerinde birleştirerek, düz yatması sağlanır,
- Baş kısımdaki ilkyardımcılar kollarını baş-boyun eksenini koruyacak şekilde hasta/yaralının sırtına yerleştirirler,
- Hasta/yaralının dizleri hizasındaki üçüncü ilkyardımcı kollarını açarak hasta/yaralının bacaklarını düz olacak şekilde kavrar. Verilen komutla, tüm ilkyardımcılar hasta/yaralıyı düz olarak kaldırarak sedyeye yerleştirirler.
Sedye ile taşıma teknikleri nelerdir?
Sedye ile taşımada genel kurallar şunlardır;
- Hasta/yaralı battaniye ya da çarşaf gibi bir malzeme ile sarılmalıdır,
- Düşmesini önlemek için sedyeye bağlanmalıdır,
- Başı gidiş yönünde olmalıdır,
- Sedye daima yatay konumda olmalıdır,
- Öndeki ilkyardımcı sağ, arkadaki ilkyardımcı sol ayağı ile yürümeye başlamalıdır (Sürekli değiştirilen adımlar sedyeye sağlam taşıma sağlar),
- Daima sedye hareketlerini yönlendiren bir sorumlu olmalı ve komut vermelidir,
- Güçlü olan ilkyardımcı hasta /yaralının baş kısmında olmalıdır.
1- Sedyenin iki kişi tarafından taşınması:
- Her iki ilkyardımcı çömelirler, sırtları düz, bacakları kıvrık olacak şekilde sedyenin iki ucundaki iç kısımlarda dururlar,
- Komutla birlikte sedyeyi kaldırırlar ve yine komutla dönüşümlü adımla yürümeye başlarlar,
- Önde yürüyen yoldaki olası engelleri haber vermekle sorumludur.
2- Sedyenin dört kişi tarafından taşınması:
Yaralının durumu ağır ise ya da yol uzun, zor ve engelli ise sedye 4 kişi ile taşınmalıdır.
- İlkyardımcıların ikisi hasta/yaralının baş, diğer ikisi ayak kısmında sırtları dik, bacakları bükülü olarak sedyenin yan kısımlarında çömelirler. Sedyenin sapından tutarlar ve yukarı komutu ile sedyeyi kaldırırlar,
- Sedyenin sol tarafından tutan ilkyardımcılar sol, sağ tarafındakiler sağ adımlarıyla yürümeye başlarlar,
- Dar bölgeden yürürken ilkyardımcılar sırtlarını sedyenin iç kısmına vererek yerleşirler,
- Merdiven, yokuş inip çıkarken sedye mümkün olabilecek en yatay pozisyonda tutulmalıdır. Bunun için ayak tarafındakiler sedyeyi omuz hizasında, baş tarafındakiler uyluk hizasında tutmalıdır.
3- Bir battaniye ile geçici sedye oluşturma:
Tek bir battaniye ile sedye oluşturmada ise battaniye yere serilir kenarları rulo yapılır. Yaralı üzerine yatırılarak kısa mesafede güvenle taşınabilir.
4-Bir battaniye ve iki kirişle geçici sedye oluşturma:
Yeterli uzunlukta iki kiriş ile sedye oluşturmak mümkündür.
- Bir battaniye yere serilir,
- Battaniyenin 1/3’üne birinci kiriş yerleştirilir ve battaniye bu kirişin üzerine katlanır,
- Katlanan kısmın bittiği yere yakın bir noktaya ikinci kiriş yerleştirilir,
- Battaniyede kalan kısım bu kirişin üzerini kaplayacak şekilde kirişin üzerine doğru getirilir,
- Hasta/yaralı bu iki kirişin arasında oluşturulan bölgeye yatırılır.